19 Ağustos 2021 Perşembe

Motosiklette Doğru Frenaj

Merhaba Arkadaşlar,

Bugünkü makale benden değil. Benim tabirimle "kıdemli, kademeli, katmerli motorcu abimiz, saygıdeğer büyüğümüz Remzi Öztürk abimiz" in klavyesinden çıktı. Ben zayi olmasın diye yazıyı buraya aktardım sadece. Okuyup faydalanmanız dileğiyle. TuSuMoto:

-----------------------------------------------------------------------------------

Youtube'ta bir video altına bu yorumu yazmıştım:

Motor freni gibi unsurlar ağır vasıtalarda ana servis frenini ısıtmadan-yormadan uzun inişlerde hızı sabit tutmaya yarayan yardımcılardır. Motosiklette bunların yeri yoktur. Haddi zatında panik frende TIR'da dahi yeri yoktur. Acil durum frenlemesinde durmak amaçlanır, yavaşlamak değil. Frenleme dediğimiz olay devasa bir kinetik enerjinin sönümlenmesidir. Fizik kuralı olarak bir enerji yok olmayacağına göre ancak başka bir forma dönüşür, yani ısıya. Bu dönüşüm yeride diskler. Belirli bir kinetik enerjiye (KE) sahip bir aracın diskleri bu enerjiyi ısıya dönüştürüp durmayı sağlamakla zaten uğraşırken, bir de çekilmemiş debriyajla rölantideki motorun ileriye itme kuvvetinin doğurduğu ekstra kinetik enerjiyi soğuracağım diye mi uğraşsın!? Bu gerçeği kavrayamamış motorcuları dinleyin, hayatlarında en az bir tane önlenebilir kaza anısı olduğunu göreceksiniz. Hatta yeterince uzun motora binerseniz günün birinde böyle bir kazaya şahit olma olasılığınız da artar. Önümde 2.80 uzanmış motorcuya soruyorum: yahu ne güzel geliyordun, ne oldu da motor seni üzerinden attı? Yavaşlamak için vites küçülttüm diyor. Süper sport araçlar, Ferrari-Porche-Lambo ligindeki araçlar ayarında fren disklerine sahibiz, lütfen bunu kullanalım.

"Ayrıca debriyaj balatasını da erkenden bitirmiş olursunuz" demişler.

Ne kadar erken mesela? Debriyaj balatası sarf malzemesi değil mi, biterse bitsin önemli olan güvenlik. Ayrıca vites değiştirirken, veya durmaya yakın debriyajı çektiğimizde zarar vermiyorsa diğer zamanlarda da vermemesi lazım. 

Genel kuraldır: Çoğu haram olan şeyin azı da haramdır. Bir büyük şişeyi devirmek ile barmenin sana şişe kapağından ücretsiz tattırma hakkını kullanmak arasında fark yoktur. Aynı şekilde helal olan bir şeyin azını veya çoğunu yapmakta da engel yoktur. Sadece vites değiştirirken helal olup ta uzun inişlerde debriyaja basıp motoru akıtmanın debriyaja bir zararı yoktur.

Motosiklette İdeal çizgi:

İdeal çizgi; sağ virajda araçların sol teker izinde, sola virajda da sağ teker izinde gitmeye deniyor. Herhangi bir gerekçe ile bundan sapmaya da çizgi bozukluğu deniyor. (örneğin sağ virajda karşıdan gelen araçlardan korkup orta çizgiye yanaşamama, sola virajda şarampole kaydırırım korkusuyla yeterince sağa çekilmeme) Birlikte sürdüklerin veya çektiğin videoları izleyenlerin şöyle tepkileri olabiliyor: "Senin çizgin bozuk". Evet bozuk, ama bundan kime ne? Kişi kendini öyle güvende hissediyor ve böyle olduğu için de bir tehlike atlatmamışsa çizgisi kimseyi ilgilendirmez. Başkalarının göz zevki için kimse kendini riskli gördüğü bir sürüş stiline sokamaz. "Vay efendim, dönüşlerde yeterince sağa veya sola açılmazsa karşıdan geleni göremez veya kendini gösteremez!" Evet bunu biliyor ve bedelini süratini düşürerek ödüyorsa ne yapacağız? O zaman da güvenlikçiler şöyle derler: "Ama böyle de zevk alamazsın ki". Gördüğünüz gibi işte bazen güvenlik takıntısı kişinin zevk alma şekline de karışmaya kadar gider. Buraya kadar yazılanın özeti "MOTOSİKLETTE İDEAL ÇİZGİ DİYE BİR ŞEY YOKTUR".

Challenge 1: Motosiklette kompresyon frenininden yararlanmacılara meydan okuyorum: Gelin şehrin bir ucundan diğer ucuna en işlek saatte gidelim. Ama siz ön freni sökeceksiniz yani ön freni kullanamayacaksınız. Ve frenli iken yaptığınız süreden en fazla %10 gecikme müsadeli olacak. 30 dakika ise en fazla 33 dk. Benden bir çeyrek altın kazanacaksınız. Ve bundan sonra hiç bir platformda frenleme konusunda ağzımı açmayacağım gibi, kompresyoncular haklıymış diye yazıp konuşacağım. Eğer öyle şey olur mu, onunla o bir mi? diyorsanız, ben de size "Nasıl olur, siz panik fren yapmak durumunda kalmış kişiye kompresyonla daha kısa mesafede durursun demiyor musunuz, üstelik şimdi ön fren olmadığının bilincinde olarak ekstra dikkatli süreceksiniz ne var bunda!?" derim. Ve bunu her yerde anlatırım: "bakın size önerdikleri şey işte bu, iyi dinleyin"diye.

Challenge 2: Asfalt kullanımında tek veya 2 parmak kullanıp daha hızlı reaksiyon gösterdiklerini düşünenlere: Kaç parmak kullanıyorsanız, fren manetinin ondan sonrasını spiralle kesmeye var mısnız? En azından fren maneti böylece parmaklarınıza takılmaz?

Bir eliyle karnına pat pat vururken, diğer eliyle saçını yukarı aşağı tarayabilen var mı? Bunu bocalamadan hemen yapabilen var mı? 

Kahveciye 3 çay söylerken orta 3 parmakla mı göstermek daha kolaydır, yoksa Alman 3'ü olan baş, işaret ve orta parmakla mı?

Peki; işaret parmağı ile sıkma haraketi yaparken, orta-yüzük ve serçe parmağına da sıktığını bırak komutu vermek ve bunu yapabilmek ne kadar kolaydır? Bu satırları okurken denediğinizi biliyorum, sonuç ne çıktı? :)

Yapamazsınız! O tek parmakla fren sıkıp hem de diğer üç parmağa gaz kolunu bıraktırtamazsınız. O yüzden tüm parmakları boşa çıkarıp yeniden fren yapmak zorunda kalırsınız. Yıllardır afaki olarak anlattığımız şeyi, o kadar kamera kaydını alanların birinde göreceğimizi biliyorduk ve gördük de. "Deneyim asla yanılmaz. Yanılan, kendi kişisel sonuçlarını doğuran ve deneyime dayanmayan kararlarımızdır."

Ön frenimizin devre dışı kaldığını varsayalım. Arka fren ve motor kompresyonu var elimizde. Hangisi daha etkindir, daha kısa mesafede durdurur? Net olarak kompresyon daha kısa mesafede durdurur. Arka fren ister ABS olsun, ister olmasın; ya kontrollü olarak freni bırakır, ya da kitlenir kayar. Peki kompresyonda kaydırmayan nedir?

Sürtünmenin iki çeşidi var: dinamik ve statik. Yerde duran ağır bir sandığı ittiğimizde, kımıldatmak için çok büyük kuvvet ister. Sonra sandık kaymaya başlayınca çok daha az kuvvetle odanın karşı tarafına tek elle itebiliriz. İşte birincisi kompresyona (statik sürtünme) diğeri frene yani dinamik sürtünmeye örnek.

İşte bu yüzden insanlar kompresyonda ısrarlılar ve haklılar. Haksız oldukları yer neresi?

Bunu panik frende de yapmak istemeleri.

Herkes bilir ki motoru ön fren durdurur. Ve iyi yapılmış iyi dozlanmış bir ön fren arka tekeri bir parmak kadar yerden keser. (bkz: https://youtu.be/lq54aJSlckw?t=122 ) Yani kompresyona ait tutuş kaybolur, hatta arka fren etkisi bile gider. İşte bu hengamede bir de çekilmemiş debriyajla uğraşmayalım diye çekiyoruz. Ve kompresyonun etkili olduğu bir hız var o noktadan sonra yavaşlatmadığı gibi ileri iter.

Bir çok tehlikeli durumda ilk önce debriyajı çekmeyi öğütler eğitmenler, motorun itme kuvvetinden kurtulan motor daha kıvrak olur.

Burada tırnak içinde söylüyorum: "yanlışladığım" yöntemleri uygulayan kullanıcılar zaman içerisinde kendine has "karşıönlemler" de geliştirmiştir. Öyle yapmaları onların doğrusudur ve bir risk yaşama ihtimalleri zayıftır. Yani onun için doğrusu o, ve değiştirtmeye kalkmaları daha bile riskli olabilir. Kimin için anlamlı, yolun başındakiler için.

Şimdi iki parmakla fren yapma alışkanlığı olan bir motorcuya konuk olup inceleyelim. Sürücüden bağımsız, (eyv. abi. bu sürücü ben oluyorum: tusumoto :D ) böyle bir video ona denk geldiği için.

https://www.youtube.com/watch?v=BeTFXQz896w

Wow diye seslendiği anda sürat 92 km/s, Bu esnada 2 parmak frenin üzerinde, fren sıkma haraketi yapıyor, baktı olmuyor, diğer parmakları aradan çıkarmak için freni bırakıyor. Bu kez 4 parmağı fren üzerinde görüyoruz. Bu esnada sürekli beyaz çizgiye geliyor. Tapu kadastro sitesi üzerinde ölçüme göre 30 metre geçti, sürat ancak 86 ya indi. Bu esnada devir hala yüksek debriyaj çekilmemiş. Hatta daha da vahim olanı parmakları kurtarırken devir artışı gerçekleşti, inanılır gibi değil ama gaz verdi, gaz(!) Devam edelim, otobüsün ön tekeri hizasına geldiğinde sürat 75 e düştü, kat edilen toplam mesafe 66 metre.

Bundan sonra otobüs şeridine girdi. Eğer yolu kapansaydı nihai çarpışma hızı 75 km/s olacaktı.

-----

Şimdi bazı verilere göz atalım:

100 km/s hızla giden motosiklet yaklaşık 40 metrede,

50 ile giden 13 metrede durur.

Yani 92 km ile giderken önünde 0 km/s düşmeye yetecek kadar fren yapacak alanı vardı. O ancak 75 e inebildi.

-----

Şimdi çarpışma enerjilerine göz atalım:

Kinetik enerji K=1/2 m v(2) Kütlenin yarısı (kg) x hızın karesi m/(saniye)2

92.000 metre / 3600=25.5sn'2 =653

Sürücü 80 kg desen/2 40x653=26.120 Joule lük bir enerji açığa çıkar.

75 km deki enerjiye bakalım: 75k/3600

40x434=17.000 Joule (ilk hızın 1.5 eksiği)

Eğer sürati 50 ye düşürebilmiş olsaydı

40x192,9=7.700 Joule (75 km hızın 2.2 bölümü kadar. )

Hızı sıfıra düşmek mümkündü, ama hadi 40 a kadar indirmiş olacağını varsayalım çarpışma anında: 40.000/3600=11.1(2)=123

40x123=4900 joule'lük bir enerji, 75 km'lik süratin 3.5'ta biri kadar.

Buna motoru dahil etmedim çünkü motor araca çarptığında sürücü motordan fırlar. Önce ön teker engele temas eder durur. Motorun ileri hareketi devam eder. Ön çatallar eğilir, egzoslar ön tekere değer. Sonra motorun arkası rodeo boğası gibi kalkar. Haliyle motorcuyu da rükü eder halde ileri atar, arkasına tekmeyi basar yani. Önce cama kafa atar, sonra göğüs kafesi vurur. Kazadan sonra motorcu iyidir, bıcır bıcır konuşur, sonra gıcık bir öksürük gelir, nerde kaldı bu ambulans konuşmaları arasında hastaneye sevk edilir. Akciğer kanamasından böyle çok arkadaşımız kaybettik.

-----

Sürat fren ilişkisi ile sürat çarpışma enerjisi arasında ters bir orantı var. onu anlatmaya çalıştım. Sürati iki katına çıkardığınızda fren mesafesi 4 katına çıkıyor, çarpışma enerjisi de. O yüzden, gerçekliği tartışmalı, size uymayan, sadece havalı görünen yöntemlere güvenip, kıymetli mesafeleri boşa harcayıp, hayatınızı heba etmeyin.

-----

Bu videoda ne var ki, her gün böyle şeyleri yaşıyoruz, o yüzden arkadaş fren işini çok ciddiye almamış diyen çıkar mı? Ben ilk izlediğimde bu da sorun mu demiştim. Sonra bir şey dikkatimi çekti ve yüksek çözünürlüğe alıp tekrar izlediğimde bunları yazma gereği duydum. Evet otobüsü geçtikten sonraki vites göstergesinden söz ediyorum. 92 km de 5 viteste olan motor, otobüsü geçtikten sonra sürati 40a indiğinde 6. viteste idi, altıncı. Ya, böyle allak bullak eder insanı panik.

Böyle anlar için örtme denen bir teknik var. Fren yapacakmış gibi fren manetini ve debriyajın üzerini 4 parmakla örtmek. Hatta bazı hallerde debriyaj çekili motor rölantide akar halde gidersin. Parmakların frenin üzerindedir. Hız düştüğünde tekrar debriyaj bırak, gaz ver, debriyaj çek, motoru ört döngüsü ile tehlike bölgesini geçersin. Ve üzeri örtülmüş fren koluyla ve gazı kesilmiş, debriyajı da çekilmiş bir motoru daha kısa mesafede durduracak başka bir yöntem yoktur. Varsa yazın deneyelim.

Youtube videosu altına bir yorum yazmıştım tek parmak pist tekniğidir diye, bir kullanıcı asıl arazi tekniğidir diye yazdı, ön teker bir engele çarptığında gidonu elinden kaçırmamak içinmiş. Mantıklı, arazi bildiğim bir konu değil. Bunu da yeni öğrenmiş oldum.

Rahmetli Barkın, ön teker kitlemeyi öğretirdi, daha doğrusu ön tekeri kitle-bırak elin alışsın diye.

(Zafer Akçay ın önce ön fren sonra arka fren uygulanarak kombine fren yapılması gerektiğini söylediğini hatırlatan bir üyeye cevaben):

Ön tekerde frenleme başladıktan sonra arka tekerlek etkinliği bitiyor. Bu noktada sıralama olsa ne olur olmasa ne diyor insan. Ben bu konuda Uğur Ertekin (Uğur Ertekin de Zafer Akçay gibi çok değerli bir ileri/güvenli sürüş teknikleri uzmanıdır. youtube ta aratabilirsiniz. kanalı ve ileri/güvenli sürüş teknikleri eğitim şirketi var Zafer Akçay'ın 5S şirketi gibi) gibi düşünüyor ve uyguluyorum. Önce arka, sonra ön fren. Tabi burada olsa olsa milisaniyeler farkı vardır. Neden böyle yapıyorum? Asıl amaca hizmet etmek için. Nedir o? Ön süspansiyonu progressif şekilde kapatmak için. Freni niye limon sıkar gibi sıkıyoruz? ön amortisörün "darasını" almak için. İşte önce "tadında" yapılmış bir arka fren ön amortisöre baş selamı verdiriyor, ön frenin yükünü hafifletmiş oluyor.

Motosiklet çok acaip bir şey, geometrisi sürekli değişiyor, fren yaptığında wheelbase-tekerlek açıklığı daralıyor, gaz verdiğinde uzuyor filan.

(Bir de şöyle bir şey var ki) Bu önce ön mü, arka mı tartışmasında biz hep standart motosiklet için düşünüyoruz ama cruiserlar farklı. Onlar ağırlıklı arka fren ile duruyorlar.

Bir gün Suzuki İntruder 800 ü olan bir arkadaşla motorları değiştik. O benimki ile kazaya karışıyordu, ben de onun motorla. Her zamanki alışkanlığımla ön freni sıktım, tekerlek kitlendi, fakat o ne? kayıyor ama düşmedi, öyle gidiyordu, freni bıraktım topladım. Bundan sonra cruisere mesafeliyim. 

Bu arada intruder nasıl bir motor mu? İşte şu arkadaş ve motoru, sondaki sarı yelekli: 

https://www.youtube.com/watch?v=jlQnPh8tZcU


(Enerji hesaplamalarına ilaveten) Bir de yük ilişkisi var. Ağırlığı 2 katına çıkardığında fren mesafen 2 katına çıkıyor. Arkaya yolcu aldığımızda bilmemiz gereken bir konu.

Yük doğru orantılı, hız ve enerjide ters kare kanunu geçerli.


Remzi Öztürk

19.08.2021 @ Türkiye Motorcular Grubu

https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu

https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu/40986


2024 Model Honda CB750A Hornet

Merhaba Arkadaşlar, Bu ikinci sıfır motorum oldu. İlki olan CF Moto 250 NK için de detaylı bir makale yazmıştım. Bu motor için de yine hiç b...