11 Mayıs 2022 Çarşamba

Nostalji Serisi-3

Bu yazı da yine https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu 'ndan Motosiklet Guru'su Remzi Öztürk abimizden:

Müflis tüccar eski veresiye defterlerini karıştırırmış misali, kaybolmasını istemediğim ve geçerliliğini koruyan nostalji serisinin 3. süyle devam ediyorum:

Nostalji Serisi-3 (Şubat 2008) 

(ŞİŞLİ Anadolu Lisesi'nin motosiklet tutkunu fizik öğretmeni Emre Murat Çevik (39), Kadıköy'de, sürücüsü 67 yaşında olan bir taksinin motosikletine arkadan çarpması sonucu hayatını kaybetmesi üzerine.) 

Allah taksiratını affetsin. 

Bu vesile ile, motorda yeni olan arkadaşlara, şu hususları bir kez daha hatırlatmakta yarar var. 

1-Motosiklette arkadaki trafiğin kontrolü, en az ön tarafın kontrolü kadar önemlidir. 

Bu nedenle aynaları her daim kontrol etmeli, tehlikeli şekilde yaklaşan, arada takip mesafesi bırakmayan araçlara karşı dikkatli olunmalı. 

2-Motor kullanırken diğer araçlardan en az %10 daha hızlı gitmeye gayret etmeli. Bu şekilde sadece ön tarafa konsantre olup, arka trafiği kontrol yükünü azaltmalı. 

Sollayıp geride bıraktığımız her aracın, aslında kurtulunmuş birer potansiyel tehlike olduklarının bilincinde olmalı. 

3. Racing, sport, sport turing gibi öne hafif eğimli oturulan motosiklet aynalarında sürücünün kolları arka görüşün bir kısmını kapatır. Bu "görüntülenemeyen" kısmın miktarı sürücünün genişliği ile de doğru orantılıdır. Ayrıca bu motosikletlerde aynanın kafa grenajına, yani sürücüden uzak yerleştirilmiş olması arka görüşü daha da kısıtlar. 

Üstelik bu motorlarda başı çevirerek de geriyi kontrol etmek çok zahmetlidir. 

Bu nedenle, şu an küçük cc li, scooter vb. başlangıç motoru kullanıp ta motoru büyütmek isteyen ancak güvenlik kaygısı ile seçimini netleştirememiş olanların, nisbeten dik oturuş sunan enduro-turing veya naked motorlara bakmaları faydalı olabilir. 

Bu motosikletlerde ayna, gidona yerleştirildiğinden, sürücüye yakın olmasından dolayı çok geniş bir arka görüş sunar. Ayrıca sürücünün dirsekleri görüntüye girmez. Yine ayrıca, sürücü dik oturduğu için, çok daha büyük bir açı ve büyük kolaylıkla başını geriye çevirip arka alanı tarayabilir. Nerede ise 360 lik görüş alanına hakim olmak mümkündür. 

Trafik kültürünün henüz oturmadığı ülkemizde, motosiklet kullanıcıları olarak, ağlayıp-sızlayıp kimseden bir şey beklemeden, gemisini kurtaran kaptan konumunda olarak, trafikte diğer araçlara yem olmadan, ne yapıp edip, hayatta kalmanın bir yolunu bulmaya bakmalıyız. 

____________ 

(Başka bir kullanıcı) 

"Eğer ki arkamı sık sık kontrol etme alışkanlığım olmasaydı dün akşam toplantı dönüşü 70 km ile sağ şeritte köprü sonrası rampayı çıkarken eşimle beni birbirleriyle yarışan iki taksinin altından parça parça toplayacaklardı. 

Söylenecek çok şey var, bir o kadar da hiçbirşey yok." 

____________ 

(Diğer bir kullanıcı) 

"OMM ARA teori eğitimine gitmemin faydası oldu. En azından bu konuda faydası oldu. Trafikte 2 tekerlekleri vasıtalar dışında tüm vasıtalar sizin düşmanınızdır ve düşmanlarınızdan mümkün mertebe uzak olmalısınız, dendi. Maalesef böyle bir trafik ortamında sevgili Paulo' ya hak vermemek elde değil. Hakikatten trafikteki bütün araçlar bizim düşmanımız. Her an saldırıya maruz kalabiliriz. Lütfen bunu bilerek motor sürelim... Düşmanlarımızdan uzak olup olmadığımızı her saniye kontrol edelim. 

 Ek olarak motosiklet korumaları da düşük hızlı ve belli düşme durumlarında koruma sağlayabilir. Burada en önemli şey kaza kaçınılmaz ise çarpmanın mümkün olduğunca düşük hızda gerçekleşmesini sağlayabilmek. Korkmadan yavaşlayabilmek. Paniğe kapılmamak. Söylemesi kolay ama ben zor bir durumda kalırsam bunu yapabilir miyim emin değilim." 

____________ 

(Diğer bir kullanıcı) 

"Trafikte aynamı kontrol etmekten artık önüme bakamaz hale geldim. Paulo gerçekten çok doğru söylemiş, iki teker harici tüm araçlar düşmanımızdır diye. Bence motosiklet kültürü almamış, trafikte tehlike yaratacak şekilde sürüş yapan diğer "ikitekerci" sürücülere de dikkat etmeliyiz. Ama özellikle, taksi, minibüs-otobüs, ve (tümünü tenzih ediyorum, alınmasınlar) ÇOĞU kadın sürücülere gereğinden daha fazla dikkat etmeliyiz"


11.05.2022
Remzi Öztürk 
@Remzi_Usta

Nostalji Serisi-2

Bu yazı da yine https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu 'ndan Motosiklet Guru'su Remzi Öztürk abimizden:


Nostalji Serisi-2 (Limitini Bilmek)

2008 yılı eylül ayı...

"zaten çok yüksek hızla gitmek gibi bir iddiam yok, limitlerimi bilen bir kişiyimdir. Şöyle düşünelim, herkesin altında çok güçlü arabalar var ama limitlerini zorlamıyorlar." 

(1.000 km ybr 125 tecrübesinden sonra Suzuki GSR 600 alan birisine cevaben):  

Güvenli sürüş eğitimlerinin teori ayağında "Hızlı, ne kadar hızlı? diye sorulup şöyle bir örnek verilir. 

Özdeş iki araç seyir halinde. 

Biri 50 km/s hızla, diğeri de 70 km/s hızla gidiyor. 


İkisi de aynı anda fren yapıyorlar. 50 Km hızla giden araç durduğunda, yani hızı 0 olduğunda, 70 km ile giden kaç km hızdadır? 

Sizce kaçtır? 

Bunlar ölçülmüş biçilmiş, hesaplanmış şeyler tabi, hatta formülleri bile var. 

Her neyse, 50 ile 70 arasında % olarak 40 lık bir fazlalık ve rakamsal olarak da topu topu +20 km lik bir fazlalık varken, iş frenlemeye geldiğinde, 50 km hız ile gidenin haraketi süküna erdiğinde, 70 ile gidenin 50 gidenin başlangıç hızına bile inememiş olduğunu (60 km/s) öğrendiğinizde hız kavramına bakışınız da değişiyor ister istemez. 

Bu açıdan kısa sürelerde yüksek hızlara çıkabilen güçlü makineler kullanabilme becerisi açısından değil ama, yurdumuz trafiğini okuma ve anlama alışkanlığını oturtuncaya kadar kullanıcısına hayati boyutlara uzanan ciddi tehlikeler arz ederler. 

Örneğin bir kavşakta kendisine yeşil yansa bile bir kamyon sürücüsü sırf sürücüsü bayan diye bir otomobile yol hakkını vermeye kalkar. O bayanda o havaleli aracın önünden ilerisini görmeksizin geçmeye kalkar. Sen ise, normal şeridinde devam ederek durmuş olan bir kamyonu sollarsın. Ve gümm. Alt tarafı 30-40 km lik sürat farkı ile. 

Ya da aynı hızda ve yan yana gittiğin bir minibüs sürücüsü, karşıdan sola dönme niyetini algıladığı bir araca, sırf yatıp müşteri beklemesine bahane olsun diye zınk diye durup yol verir. O araç da sadece minibüsü görür ve balıklama dalar.  

Yine olmadık bir hızda olmadık bir zamanda kaderiniz kesişir. Ya orada hayat bırakırsın, ya da yakınların sana yeniden kaşıkla yemek yemesini öğretmek zorunda kalır.  

Hızlı motorlar bu yönüyle riski. Alırım yaparım deyip te yapan, başaran mutlaka olmuştur, kimsenin yeteneğine ipotek koymak doğru olmaz, ancak: bu motorların böyle böyle bir riskleri de var diye not almakta yarar var. 

Öğrencilik yıllarımızda dediğimiz gibi: 

Not alalım, buradan çıkabilir.


11.05.2022

Remzi Öztürk 

@Remzi_Usta

https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu


Nostalji Serisi-1

Bu yazı da yine https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu 'ndan Motosiklet Guru'su Remzi Öztürk abimizden:

Nostalji Serisi-1

Motosiklet sürmek, biraz da, hatta birazdan da fazla, "zihinsel" bir iştir. Bulmaca çözmek gibi. 

Motorda iken her hareketini planlarsın, başkalarının hareketini hesaplarsın, olacakları önceden öngörmeye çalışırsın, kısaca motorda iken hayatın her anını, o anın bilincinde olarak yaşarsın. 

O yüzden de motosiklet yolda geçen zamanı, arabaya göre en az %50 oranında kısaltsa bile, arabada olsan nasıl geçtiğini anlamadığın o yol, motorda iken bitmek bilmez. 

Buradan yola çıkararak "motosiklet ömrü uzatır" desek, yanlış olmaz herhalde. 

Bakıyorsun, motorları üzerinde fotoğraf çekilen insanlar. Öyle güzel motorlar ki, insanın o motor için bir ömür verilir diyesi gelir. 

Ömre bir güzellik katan, katsın diye alınan bir motorla hayatın sonlanması ise ne acıdır, ne kadar yazıktır. Akıl işi değildir. 

Hani motor sürmek zihinsel bir eylem ya, öyle zor problemi çözmek gibi değil. Kolay, sade, karmaşıklıktan uzak; "Ajda Pekkan'ın bıyığı olsa, Abuzer Pekkan olur mu?" kıvamında, basit anlaşılır çerez tadında. 

Şimdi ben bu virajda bu hızla iyi girdim iyi yattım, iyi dönüyorum da, ya bu virajın görünmeyen noktasında park etmiş bir araç olsa, durabilir miyim? 

Bu düz yolda güzel gazlıyorum da, şu minibüs yoluma kafa çıkarsa bu kamyonet üstüme gelse kaçabilir miyim, emniyetli durabilir miyim. 

Duramazsam pekmezi akıtır, postu bırakır mıyım? Duramayacaksam bu hızda işim ne? 

Bir kaza yapsam hastanede bana kim bakar?  

Tekerlekli sandalyelerin fiyatı kaçtan gidiyor acaba? 

Bunun gibi şeyler işte. 

Yollarda tekerlek kıran çukurlar var, kafa koparan bariyerler var, katil minibüsler, kamyonlar var, mıcır var. 

İyi de motorcuda da göz var nizam var. Bunlara karşı yapılabilecek şeyleri var. TATKU su var SİPDE si var. 

Eğitim diyorsun, lazım tabi diyor. Buyur katıl diyorsun, bana lazım değil diyor. Küçükken kazana düşmüş ya. Serseri mayın gibi aramızda dolaşıyor. Şansına bir şey olmuyor, aradan yıllar geçiyor. O yılların hatırına iyi binici sayılıyor, bir gün olmadık bir hata yapıp patlıyor, "vay o öyle ise biz kim bilir ne oluruz" diye ötekilerin de moralini bozup, dizlerinin bağını çözüyor. 

Korku ile motora binilmez. Her şeyi anlamsızca eleştiren, serzenişli motorculuğun da tadı çıkmaz. 

Motor sizi bu gibi kasvete sevk edecek olgulardan kurtaran, nefes alacak bir açık alana çıkarma aracı olarak görev yapmalı. 

"Esaretin Bedeli - The Shawshank Redemption" filminde, bankacı Andy Dufreyn, kendisine: "olm, bırak bu işleri, dışarıda bize göre hayat yok, bir gün çıkma ümidi taşıyıp durma, biz buraya aitiz." diyen Morgan Freaman'a şöyle der: "Get Busy Living, or Get Busy Dying" 

Basitçe şöyle: Göz alabildiğince uzanıp giden manzarası ile, seyrine doyum olmaz güzellikleri ile, bir o yana bir bu yana yaylandığın virajlı yollardan uzaklara gidip görüp keyfini çıkarıp dönmek mi? 

Yoksa, çarpık kentleşmenin mısır patlağı gibi etrafa dağıttığı çirkin yapılaşmanın içinden geçen, E5 te bir tüfek atımı kadar mesafede gaza abanıp adrenalin deşarjı ile patlayıp, orada hayat bırakmak mı? 

Yoksa motoru tümden bırakmak mı? 

Ben, "dışarıya çıkabilmiş" Andy Dufreyn'lere selam vererek motora binmeye devam edeceğim. 

(2009 yılında bir motosiklet forumunda "Bu ülkede motora binilmez" başlıklı mesaj dizisine "Motosiklet sürmek öyle güzel ki" başlığı ile cevaben yazdığım yazı.) Nostalji serisi

Çok uzunmuş, ya o zamanlar işimiz yoktu, ya da biz gerçekten "hastasıydık".

11.05.2022
Remzi Öztürk 
@Remzi_Usta

Akan Trafikte Nasıl Sürmeliyiz

Bu yazı da https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu 'ndan Motosiklet Guru'su Remzi Öztürk abimizden:


Akan Trafikte Nasıl Sürmeliyiz Konusunda;

Bir platformda benim:

"Motor kullanırken diğer araçlardan en az %10 daha hızlı gitmeye gayret etmeli. Bu şekilde sadece ön tarafa konsantre olup, arka trafiği kontrol yükünü azaltmalı. 

Sollayıp geride bıraktığımız her aracın, aslında kurtulunmuş birer potansiyel tehlike olduklarının bilincinde olmalı." 

diye yazmam üzerine gelen bir itiraz:

"herhalde çok şeritli bir yoldan ve bulunduğun şeritteki hızdan bahsediyorsun, diye düşünüyorum. Ama her durumda aynı görüşü paylaşmıyorum. %5,10,20 fark etmez, bulunduğun şeritteki araçlardan sürekli daha hızlı olmak gibi bir sürüşü öngörüyorsan; durmadan araç geçmen (ya da sollaman) gerekecektir. Çok şeritli yollarda bunu sol şeritlere geçerek sağlayabilirsin ama ya zaten en sol şeritte isen? Çift yönlü tek şeritli yolda isen sürekli sollama girişimi içinde olman gerekecek ve kaçınılmaz olarak da bazen zorlamalar yapmaya yani örneğin iki araç arasından geçmeye kalkacaksın. Ben çok şeritli yollarda, önümdeki araçla güvenlik mesafesi bırakarak, bulunduğum şeridin akış hızını dikkate almaya çalışıyorum. Tek şeritli yollarda ise, şeridin akış hızından daha hızlı sürmeyi amaçlayarak, sürekli sollama baskısı altında olmaktansa, rahatsız edici yavaşlıkta bir akış hızı olmadıkça diğer araçlara uymayı, eğer sollama yapmaya karar verirsem de, kitaba %100 uyan, açık ve net görüşlü, %0 (tabii ki böyle bir oran yok!!) riskli bir sollama öngörüyorum"

Cevaben demişim:

"Daha başında yazayım, evet bu dediğim, araçlardan biraz daha hızlı gitme olayı öncelikle çok şeritli yollarda olmak üzere, diğer tek şeritli gidişli gelişli yollar için de geçerli. 

Bu durum, haliyle sürekli araç solluyor mu olacağız sorusunu akla getirir. 

Aslında formül basit. Aikodo'nun da temeli olan basit kural: "Düşmanın önünden çekil." 

Gidebiliyorsak gitmek, gidemiyorsak yol vermek. Kendimizi motor üzerinden güvensiz bulacağımız bir konuma sokmamak. 

Bu vesile ile şehir sürüşünde bir başka konu daha gündeme geliyor. 

"Lane splitting" denen şerit arası gitme.  (filtreleme)

Amerika'da bir dergi editörü, kask konusunda bir yazı için ulusal kaza araştırmaları merkezini arıyor. Telefona tesadüfen Hary Hurt çıkıyor, Meşhur motosiklet kazaları araştırmacısı. Hary Hurt'ün arabasına arkadan girmişler boynu sakatlanmış, ameliyat olmak zorunda kalmış. 

"Var ya, motorda olsaydım ne güzel aradan giderdim, böyle bir bela da başıma gelmezdi" diyor.

Konuya başkaları da dahil oluyor ve katkıları geliyor:

"ride like to fish at the river."

yani nehirdeki balık gibi sur. 

ne hızlı gideceğim diye kanır, ne yavaş. 

trafiğin doğal akışında bir balığın kıvraklığındayız sonuç olarak diğer motorlu taşıtlara göre. 

genel olarak akan trafiğin %10 üzerinde gitmek avantaj sağlayıcı bir durumdur. ama bunu yaparken doğal sürüş ritminizi kaybetmemek şartı ile... 

çevrenizde 360 derecelik bir güvenlik bölgesi çizin zihinsel olarak ve o bölgeye size tehlike yaratacak hiç bir şeyin girmesine müsaade etmeyin. 

gireni çekip vurmayın da tabi ki. konumunuzu değiştirip güvenli bölgenizi tekrar oluşturun. 

unutmayın motosiklet %80 zihinsel olarak sürülmeli. kalan %20 ise isin fiziksel yanı... yani fiziksel sürüş becerilerimizi geliştirdiğimizden çok daha fazlasını zihinsel sürüş becerilerimizi geliştirmek için harcamalıyız."

Bir başkası:

"Trafikten biraz daha hızlı olmak önerisi, motosikletin sağladığı avantajları kullanıp, dezavantajları elimine etmekle alakalı. 

Her konuda olduğu gibi sağlıklı uygulanabilmesi, bu bilginin doğru kullanılmasına bağlı tabi ki. 

Temel olarak bilinenleri sıralarsak: 

+ Motosiklet hızlanırken manevra hakimiyeti artan bir araçtır. 

+ Motosiklet diğer araçlara göre daha seri / çabuk hızlanan bir araçtır. 

+ Motosiklet diğer araçlara göre manevra kabiliyeti en yüksek araçtır. 


Bu avantajları sürücüsünün yeterliliği ile oluşur ve doğru orantılı olarak artar. 

- Motosiklet yavaşlarken manevra hakimiyeti zayıflayan bir araçtır. 

- Motosiklet fren mesafesi konusunda diğer araçlara üstünlük taşımaz. 

- Motosiklet trafikte en zor görülen / fark edilen araçtır. 

- Motosiklet trafikte takibi en fazla dikkat isteyen araçtır. 

Motosiklet diğer sürücüler tarafından yapacağı hareket en zor tahmin edilebilen araçtır. 


Bu avantajlar ve dezavantajlar sıralandığında; 

Mümkün olduğu durumlarda trafiğin akışı içerisinde, 

diğer araçların hareketlerine bağlı kalmak, 

onların dikkatine teslim olmak yerine, 

insiyatifi ele alacak bir konumlanma ve sürüş tarzı 

daha mantıklı / emniyetli görünür."


En güzeli sanırım buydu.


11.05.2022

Remzi Öztürk 

@Remzi_Usta

https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu

Filtreleme Üzerine

Bu yazı da https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu 'ndan Motosiklet Guru'su Remzi Öztürk abimizden:


Filtreleme Üzerine;

Severek izlediğim komedi programı çok güzel hareketler 2 de Yılmaz Erdoğan öğrencilerine skeç yazarken şu tavsiyede bulunuyor. "Yaşadıklarınızdan yola çıkın, yaşadıklarınız yazın"  

Filtreleme konusunda bir kaç sözüm var ama, buna güvenip mevcut olan alışkanlığı değiştirmek de riskli. Okuduklarınız hayat yüzleştirmek size kalmak üzere yaşadıklarımı yazıyorum. 

Teker dönüyorsa şeritte kalmak: Arkadan çarpılma riski vardır. 

Motosikleti sadece başka bir motorcu görür. Motosiklet, araba sürücüleri için bir can sıkıcıdır (annoyance). Kirpiğine takılmış bir çapak ya da toz parçasıdır. Kamyon olsa gıkını çıkarmaz ama motosikletin orada olmamasını arzu eder, çekilse kenara da ben geçsem der.  

O yüzden Türkiye'deki videolarda gördüğümü motorcunun yanından milimetrik geçen, sıkıştıran, kenara iten, arkadan takan araçlar bunun kanıtıdır.  

Bir başka sorun da, araçlar fren mesafesi planlarken önünde motorcu olsa bile motorun önündeki arabayı kerteriz alır. Dolayısı trafik aniden durduğunda duramaz ve motora arkadan çarpar. (Arkadan çarpılmanın mekanizması budur). Bu yüzden şeritte gidecekseniz, hep aynı kişinin önünde gitmeyin, arkanızdaki aracı değiştirin derler. Dediğim gibi bir süre sonra ünsiyet peydah oluyor ve hareket kamuflajı denen fenomen ortaya çıkıyor. Motor artık görünmez oluyor.

11.05.2022

Remzi Öztürk 

@Remzi_Usta

https://t.me/TurkiyeMotorcularGrubu


2024 Model Honda CB750A Hornet

Merhaba Arkadaşlar, Bu ikinci sıfır motorum oldu. İlki olan CF Moto 250 NK için de detaylı bir makale yazmıştım. Bu motor için de yine hiç b...